Hiç Bilmiyorum

 "kaç yaşındayım sahi saymadım, bilmiyorum
belki kırklarımdayım belki otuzlarımda
belki de doksan sene yuvarlandım bu dünyanın sırtında
hiç bilmiyorum..."

Kirpiklerimizin ucuna değip geçen zaman;
sırtımıza onlarca ağırlığı bırakıp giden zaman,
bir kuş tüyünün yere düştüğünü hissettirmeyecek;
bir anın tüm ömrümüze dokunduğunu hissettirecek zaman,
akan zaman,
kaybolup giden zaman,
zaman...

Sahi kaç yıl yuvarlandım bu dünyanın sırtında, kaç yıl yuvarlanacağım daha?
Yuvarlanırken nasıl çamurlara bulanacak kim bilir üstüm başım, kim bilir kaç diken kanatacak oramı buramı, ben hiç fark etmeden kaç çiçek saçlarıma karışacak kim bilir...
Bir ışık sönüyor, ben burda zamanla ilgili kendimce tanımlamalar yaparken zamanın biraz daha geçtiğini anlatır gibi. Güneş doğacak yarın, ben daha dün gece zamanla ilgili kendimce tanımlamalar yapmışken daha zamanım olduğunu gösterir gibi.
Anlamak istemediğiniz hiçbir şeyi anlamaz, görmek istemediğiniz hiçbir şeyi görmezsiniz.
  Masadan birileri kalkıyor,
   başka birileri masaya oturuyor.
    Bir başka mum sönüyor burada,
     bir başka mum bir başka yerde alev alıyor.
Zaman her birimiz için ayrı ayrı işliyor, bunu her birimizin kolundaki saatlerden anlayabiliriz gibime geliyor.
Birimiz için yanmanın tam vakti, birimiz içinse sönmenin.
 Kış geliyor, ilkbaharı müjdeler gibi;
  kış geliyor ama sonbaharın bittiğini anlatır gibi.
   Her şey bize bir şey anlatır gibi de biz anlar mıyız ki ?
    Biz anlarız da karşımızdaki anladığımızı bilir mi ki?
     Bir yerlerde bir şeyler biter de biz yeniden başlatır mıyız ki?

Kaç yaşındasınız sahi, küçücükken avcunuzdan kayıp giden ve ucu bucağı olmayan bir çukura düşen bilyenizle yaşlanmadınız mı siz de?
Bir çiçeği büyütür gibi büyüttüğünüz sevdanızın diğer ucundaki insana bir daha hiç sarılamayacakmış gibi sarıldığınızda ömür eklenmedi mi ömrünüze?
Hiç bilmiyorum.
Benim kaç yaşında olduğumu bilmeden yazdığım bu harfleri siz kaç yaşında okursunuz; sahiden hiç bilmiyorum.
Dünyanın sırtında kaçıncı turunuzu dönerken ve hatta belki nerede olduğunuzu bile hissedemeden turunuzu tamamlarken bu yazıyı okur musunuz inanın hiç bilmiyorum.

ama;

"Biraz yorgunum, kavgaları birikiyor insanın,
  her uzvundan ayrı ayrı taşıyor acısı zamanla,
  yaşımdan yorgun, yaşımdan telaşlıyım bugünlerde..."

Yorumlar

Popüler Yayınlar